Yükleniyor...

Türkiye’de araç tasarımı deyince ilk akla gelen isim olan, hayallerinin peşinden giderek bir dünya markası oluşturan Ertex Otomotiv Kurucu Başkanı Ercan Malkoç ile başarı hikayesi üzerine keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.

Ertex Otomotiv olarak Türkiye’de 30 yıldır faaliyet gösterdiğinizi biliyoruz. Biraz kendinizden ve firmanızdan bahseder misiniz? Nasıl kuruldu Ertex Otomotiv?

Ertex Otomotiv’i, 1988 yılında Şaşmaz Sanayi Sitesi’nde 90 metrekare bir yerde kurdum. O zamanlar Toroslar, Kartallar çok meşhur. Minibüsler yeni çıkmıştı; Mercedes, Hyundai minibüsler. Onlarla dizayn işine başladık. Bu yaptığımız Türkiye’de dünyada da ilkti. Torosum vardı o zamanlar, onu sattım, üstüne borçlanarak kendime bir Hyundai aldım. Onun içini komple yaptım, katlanabilen bir koltuk yaptım, koltuk istediğiniz zaman yatak oluyor, istediğiniz zaman katlanıyor, arkadan da çok hacimli bir bagaj çıkıyor. O dönemde böyle bir şey hiç yok, ben tamamen hayal gücümü kullanarak arabaya bir tane televizyon taktım, perde taktım. Şimdi insanların spor arabası ayrı, seyahat arabası ayrı, biz bir araçla her şeyi çözelim diye böyle bir araba yaptım. Oğlum yeni doğmuştu, o yıl yaptığım araçla tatile gittik. Geldikten sonra araç kapının önünde dururken bir anda taleplerde patlama oldu, her gelen arabayı soruyor. Kulaktan kulağa duyuldu, bir anda işe dönüştü, bir anda insanlara sıra yazmaya başladık. 90 metrekare dükkanımız 200 oldu, 300 oldu, 2-3 yıl sonra 3000 metrekare oldu, bir anda sıçrama yaşadık. Bir şeyi ilk kez ve en iyi yaparsanız her yerden talep gelir. Allah yardım etti, böyle bir trend yakaladık. Şimdi genel müdürlüğümüz ve üretim merkezimiz Ankara’da. Burada birimlerimiz var, herkesin kendi branşı var, kurumsal bir şekilde çalışıyoruz. İstanbul’da da Bebek’te showroom var. Yurt içi ve yurt dışı faaliyetlerimizi sürdürüyoruz.

Gerçekten bir başarı hikayesi… Peki, meslek hayatınızda ‘’Asla unutamam’’ dediğiniz bir anınız var mı?

Elbette, Osman Sınav ile olan anımı asla unutamam. Kurtlar Vadisi vardı biliyorsunuz, o dönemde izlenme rekorları kırıyor. Osman Bey ile de güzel bir dostluğumuz var, daha önce ona bir araba yapmıştım. Osman Bey beni aradı, Polat’a bir araba yapacaklarını, ajan arabası gibi olacağını söyledi. Biz gönderdikleri arabayı söktük, asansörlü televizyon yaptık, şoförüyle konuşması için telefon yaptık, kameralar koyduk, arkayı, önü, yan tarafları görebiliyor, her şeyini yaptık. Yalnız ben Osman Bey’e bir de ‘’Akvaryum da yapayım mı içine?’’ diye sordum, şaşırdı. Bu benim hayalimdi, Türkiye’nin izlediği bir dizide hayalimi gerçekleştirme imkanı buldum. Osman Bey tamam deyince akvaryum da koydum. İlk defa akvaryum yaptık, 80×60 ölçülerinde, Guinness Rekorlar Kitabı’nı çağırdık onlar çektiler, dünyada otomobil içine koyulan en büyük akvaryum… Araç hazır olunca yolda denedim, şoför fren yapınca balıklar sallanmaya başladı. Sabah araştırmalar yaptık, bir usta dalgakıran yapmamız gerektiğini söyledi. 10 santim 10 santim böldük, modellemeyi yaptık, camdan bölmeler yaptık, balıklar için alttan tünel yaptık, geçişlerini sağladık. Denedik, hiçbir sorun kalmadı, akvaryumun etrafını mobilya ile kapladık, aracı teslim ettik. İlk hafta hemen araç diziye çıktı, aracın tüm özellikleri dizide görünüyor yalnız akvaryum belli belirsiz. Ertesi gün telefonlar kilitlendi, herkes arıyor biz de bu araçtan istiyoruz diyor. İşlerimiz bir anda 3’e 4’e katladı. Bütün Türkiye bizi duydu, herkes arıyor, araç istiyor. Paket fiyatı sunduk, akvaryumlu şu kadar, akvaryumsuz bu kadar diye. İnsanlar akvaryumu görmemişler ki, ne akvaryumu diyorlar, kimse istemiyor. Osman Bey’i tekrar aradım, akvaryumu tekrar göstermemiz gerektiğini söyledim. Guinness Rekorlar Kitabı’na girdiğini, hayalim olduğunu söyledim, insanların görmesini istediğimi söyledim. Her hafta aradım Osman Bey’i, sonrasında asistanı beni aradı, dedi ki bu gece diziyi muhakkak takip edin. Akvaryum sahnesini çok duygusal bir sahneyle birleştirmişler, Polat’ın Elif’in öleceğini öğrendiği anlarla bütünleştirmişler. Tam 1 gün uğraşmışlar o sahneler için. Osman Bey sayesinde bu hayalimi de gerçekleştirmiş oldum. Ertesi gününde hemen telefonlarımız çalmaya başladı, bu sefer de insanlar akvaryum istiyoruz diye aramaya başladılar. Ne iş yaparsanız yapın, hayal kurmanız, gayret etmeniz ve o işi hakkıyla yapmanız gerekiyor.

Yerli otomotiv tasarımcısı olarak bu sektörde bir dünya markası oluşturdunuz. Yurt içi ve yurt dışı faaliyetlerinizden bahseder misiniz?

Yapmış olduğumuz her iki araçtan bir tanesini muhakkak yurtdışına çalışıyoruz. İç pazarda zaten yeterince başarılıyız. Katar ve Suudi Arabistan’ın yanı sıra Avrupa’da iyi bir pazar oluşmaya başladı. Biz Türkler olarak dizayn işini çok iyi yapıyoruz. Dünyada daha önce böyle bir sektör yoktu, Türkiye’de çıktı. Türkiye bu konuda öncü olmaya başladı, Ruslar da yapmaya başladı ama bizim kadar değil. Şu anda bizim işimiz hiç tahmin etmediğimiz yerlere geldi ve geleceği de parlak. Türkiye dünyada VIP sektöründe bir dünya markası olmaya başladı.

Yurtdışına yaptığınız tasarım araçlarla Türkiye’ye katma değer ve döviz girdisi sağladığınızı biliyoruz. En çok talep hangi ülkelerden geliyor? Müşterileriniz genellikle kimler oluyor?

Yaptığımız araçlara bu aralar en çok ilgili Araplar gösteriyor. Dubai Kralı’na jakuzili, Katar Emiri’ne şark köşeli, Arabistan Kralı’nın damadına altın işlemeli araç tasarladık. Kişisel isteklere göre tasarımlarımızı gerçekleştiriyoruz. Almanya’da çok talep var, bize aracı gönderiyorlar, hemen hemen 80 farklı ürün yerleştirip tekrar gönderiyoruz. Avrupa’da bizim yaptıklarımızı yapan da çalışan da yok. Daha yeni Megastar Tarkan’a özel araç yaptık. Yurt dışı konserlerine de bizim arabalarımızla gidiyor. Yaptığımız son araba bebek için yapıldı; bebek arabası, koltuğu… Havalandırmayı çok güçlü istedi. Sunroof’u özellikle istedi, çıkıp hayranları ile selamlaşabiliyor. Aracı kendisi tasarladı diyebiliriz, yapmamız gereken her şeyi kendisi söyledi, biz de uyguladık. VIP araçlarımızı sanatçılardan siyasilere kadar birçok kişi için tasarlıyoruz. İleriki dönem hedeflerinizden bahseder misiniz? Bir Almanya distribütörlüğümüz var, çok yakında açılmış olacak. Bir Amerika hedefimiz var, orada da distribütörlük vermek üzere bir firmayla görüşmelerimiz devam ediyor. Çok şükür şu an iç pazar da düzelmeye başladı, yaz mevsiminin de bir enerjisi var, burada da işlerimiz büyüyerek devam ediyor.